Velayet Nedir?

Velayet, Türk Medeni Kanunu’nda düzenlenmiş olan ve ana-babanın, ergin olmayan çocukları üzerindeki bakım, eğitim, koruma ve temsil yükümlülüklerini içeren bir haktır. TMK m. 335-351 arasında düzenlenen bu kurum, hem bir hak hem de bir yükümlülüktür. Velayetin amacı, çocuğun üstün yararını korumaktır.

Türk Medeni Kanunu m. 335 “Ergin olmayan çocuk, ana ve babasının velâyeti altındadır. Yasal sebep olmadıkça velâyet ana ve babadan alınamaz.” şeklinde belirtmiştir.

Velayet hakkı, çocuğun kişiliğine, mal varlığına ve hukuki temsiline ilişkin kapsamlı bir düzenleme alanını kapsar. Ana-baba, çocuğun bedensel ve ruhsal gelişimini sağlamak, onun eğitimini sağlamak, bakmak ve yetiştirmekle yükümlüdür. Ayrıca, çocuğun malvarlığını yönetme ve hukuki işlemlerinde onu temsil etme yetkisi de velayet kapsamında ana veya babaya ya da ikisine birlikte aittir.

Velayet, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Erginlik, TMK m.11’e göre 18 yaşının doldurulmasıyla ya da evlenme ile kazanılır. Ergin hale gelen çocuk üzerindeki velayet sona erer.

Tavsiye İçerik: Evlat Edinme Davası

 Velayet Hakkı Nedir?

Velayet hakkı, bir çocuğun bakım, eğitim, gözetim ve temsil yetkilerini kapsayan, yasal bir haktır. Bu hak, aynı zamanda bir ödevdir. TMK m. 335 ve devamı hükümlerine göre, evlilik devam ettiği sürece ana ve baba velayeti birlikte kullanır.

Velayet hakkını kötüye kullanan, çocuğun yararına aykırı davranan veya yükümlülüklerini ihmal eden anne ya da babanın velayet hakkı kaldırılabilir.

T.M.K. Madde 348- “Çocuğun korunmasına ilişkin diğer önlemlerden sonuç alınamaz ya da bu önlemlerin yetersiz olacağı önceden anlaşılırsa, hâkim aşağıdaki hâllerde velâyetin kaldırılmasına karar verir:

  1. Ana ve babanın deneyimsizliği, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri sebeplerden biriyle velayet görevini gereği gibi yerine getirememesi.
  2. Ana ve babanın çocuğa yeterli ilgiyi göstermemesi veya ona karşı yükümlülüklerini ağır biçimde savsaklaması.

Velâyet ana ve babanın her ikisinden kaldırılırsa çocuğa bir vasi atanır.

Kararda aksi belirtilmedikçe, velâyetin kaldırılması mevcut ve doğacak bütün çocukları kapsar.”

şeklinde belirtilmiştir.

 

Ortak Velayet Nedir?

Ortak velayet, boşanmış ya da birlikte yaşamayan anne ve babanın, çocuk üzerindeki velayet hakkını birlikte ve eşit şekilde kullanmaları anlamına gelir. Türk Medeni Kanunu’nda ortak velayet açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatları doğrultusunda uygulamada ve Yargıtay kararlarında yer bulmuştur.

Ortak velayet uygulamasında; çocuğun eğitim, sağlık, barınma ve gelişimi ile ilgili kararlar anne ve baba tarafından birlikte alınır. Ortak velayetin en temel ilkesi, çocuğun üstün yararının gözetilmesidir.

Ortak velayet, tarafların anlaşması ve mahkemenin çocuğun üstün yararını gözeterek onaylaması halinde kabul edilmektedir. 

Geçici Velayet Nedir?

T.M.K. Madde 169-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re’sen alır.”

Geçici velayet, boşanma davası sürecinde hâkim tarafından, çocuğun güvenliği ve menfaatleri gözetilerek verilen, geçici bir önlemdir. TMK m.169 gereği, boşanma veya ayrılık davası süresince çocuğun kimde kalacağına ilişkin tedbirler hâkim tarafından alınır. Bu kapsamda geçici velayet, çocuğun bakım ve gözetim yükümlülüğünü içeren, dava süresi boyunca geçerli olan bir düzenlemedir.

Geçici velayet kararı, çocuğun bir ebeveynde kalmasını sağlamakla birlikte, diğer ebeveynin kişisel ilişki kurma hakkını ortadan kaldırmaz.

Dava sonuçlanana kadar geçerli olan geçici velayet, nihai velayet kararıyla sona erer.

Tam Velayet Nedir?

Tam velayet, çocuğun velayetinin yalnızca bir ebeveyne verilmesi durumunu ifade eder. Bu kavram, mevzuatta açıkça tanımlanmış olmamakla birlikte, uygulamada velayetin bir kişide toplanmasını ifade eder.

Boşanma sonrası verilen velayet kararları genellikle “tam velayet” olarak adlandırılır çünkü diğer ebeveynin velayet hakkı kaldırılır ve yetkiler tek ebeveyne geçer. Bu durumda, diğer ebeveynin çocuk üzerindeki yetkisi kişisel ilişki kurmakla sınırlıdır.

 

Velayetin Kapsamı

Velâyetin kapsamı

Madde 339- “Ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda onun menfaatini göz önünde tutarak gerekli kararları alır ve uygularlar.

Çocuk, ana ve babasının sözünü dinlemekle yükümlüdür.

Ana ve baba, olgunluğu ölçüsünde çocuğa hayatını düzenleme olanağı tanırlar; önemli konularda olabildiğince onun düşüncesini göz önünde tutarlar.

Çocuk, ana ve babasının rızası dışında evi terkedemez ve yasal sebep olmaksızın onlardan alınamaz.

Çocuğun adını ana ve babası koyar.” şeklinde belirtmiştir.

Velayet, ergin olmayan çocukların bakım, eğitim, koruma ve temsiline ilişkin ana ve babanın sahip olduğu hak ve yükümlülüklerin bütününü ifade eder. Bu hak, hem kişisel hem de malvarlığına ilişkin hakları kapsayan geniş ve çok boyutlu bir kurumdur.

Velayet, çocuğun bedensel, zihinsel, ahlaki, duygusal ve toplumsal gelişimini sağlamak amacıyla düzenlenmiş olup, ebeveynlere hem çocuğu temsil etme hem de onun adına karar alma yetkisi verir. Ancak bu yetki mutlak değil, çocuğun üstün yararı ilkesiyle sınırlıdır.

Bakım ve Gözetim Yükümlülüğü

TMK m. 339/1’e göre, ana ve baba, çocuğun bakım ve eğitimi konusunda gerekli tedbirleri almakla yükümlüdür. Bu kapsamda;

–        Çocuğun günlük ihtiyaçlarının (beslenme, temizlik, sağlık) karşılanması,

–        Hastalıklara karşı korunması ve gerekli sağlık hizmetlerinden yararlandırılması,

–        Güvenli bir yaşam ortamı sağlanması gerekir.

Bu yükümlülük, sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik bakım yükümlülüğünü de içerir.

Eğitim Hakkı ve Yükümlülüğü

T.M.K. Madde 340- “Ana ve baba, çocuğu olanaklarına göre eğitirler ve onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâkî ve toplumsal gelişimini sağlar ve korurlar.

Ana ve baba çocuğa, özellikle bedensel ve zihinsel engelli olanlara, yetenek ve eğilimlerine uygun düşecek ölçüde, genel ve meslekî bir eğitim sağlarlar.”

Ebeveynler, çocuğun yetenek ve eğilimlerine uygun olarak eğitim almasından sorumludur. Burada hem akademik eğitim (okul seçimi, okul devamı, ders dışı faaliyetler) hem de ahlaki eğitim (toplumsal değerler, kültürel normlar) kast edilmektedir.

Bu konuda velayet sahibi, okul türü, din eğitimi ve yabancı dil tercihi gibi konularda karar verebilir. Ancak bu kararlar da çocuğun menfaatine uygun olmalı ve onun kişiliğine zarar vermemelidir.

Malvarlığının Yönetimi

Velayet hakkı çerçevesinde ebeveynler, çocuğun taşınır ve taşınmaz malvarlığı üzerinde idare yetkisine sahiptir. Bu malların;

–        Korunması,

–        Değer kaybetmeyecek şekilde kullanılması

–        Gelirlerinin çocuğun ihtiyaçları için kullanılması gerekmektedir.

Velayet sahibi, çocuğun mallarını kendi malvarlığıyla karıştırmamalıdır. Aksi halde kötüye kullanım doğabilir.

Hukuki Temsil Yetkisi

T.M.K. Madde 342– “Ana ve baba, velâyetleri çerçevesinde üçüncü kişilere karşı çocuklarının yasal temsilcisidirler.”

Velayet hakkına sahip kişi, çocuğun hukuki işlemlerinde yasal temsilcisidir. Bu yetkiyle; dava açabilir, sözleşme yapabilir, noter işlemleri gerçekleştirebilir.

Ancak bazı işlemler için sulh hukuk hâkiminin izni gereklidir. (çocuğa ait taşınmazın satılması, rehnedilmesi veya çocuğun borç altına sokulması gibi)

Velayet Yetkisinin Sınırları ve Kötüye Kullanımı

Velayet hakkı sınırsız bir yetki değildir. TMK m. 346 ve 348 uyarınca, bu hakkın kötüye kullanılması hâlinde velayet geçici olarak sınırlandırılabilir veya velayet tamamen kaldırılabilir.

Örneğin, çocuğa fiziksel veya psikolojik şiddet uygulayan, onu ihmal eden ya da suç işlemeye yönlendiren bir ebeveynin velayet hakkı kaldırılabilir. Hâkim, çocuğun menfaatine aykırı tutumları değerlendirerek buna karar verir.

 

Velayetin Kime Verileceği Neye Göre Belirlenir?

 

Evlilik birliği devam ettiği sürece, velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılır. Ancak, boşanma, ayrılık, evliliğin butlanı gibi hallerde, velayet hakkının kime bırakılacağı mahkeme kararı ile belirlenir.

Boşanma, ayrılık veya evlilik dışı doğum hâllerinde velayetin hangi ebeveyne verileceği konusunda takdir yetkisi aile mahkemesi hâkimine aittir. Hâkim, bu yetkisini kullanırken aşağıdaki ölçütleri esas alır:

Çocuğun Üstün Yararı İlkesi: En temel ilke budur. Çocuğun bedensel, ruhsal, sosyal ve ahlaki gelişiminin en iyi şekilde sağlanabileceği ebeveyn belirlenir.

Yargıtay 2. Hukuk Dairesi 2024/6105 Esas ve 2025/2834 Karar Sayılı ilamında “Velayet düzenlemesi yapılırken göz önünde tutulması gereken … ilke, çocuğun “üstün yararıdır” (Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme md.3; Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin Avrupa Sözleşmesi md.1; TMK md.339/1, 343/1, 346/1; Çocuk Koruma Kanunu md.4/b). Çocuğun üstün yararını belirlerken; onun bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişiminin sağlanması amacının gözetilmesi gereklidir. Ana ve babanın yararları, boşanmadaki kusurları, ahlaki değer yargıları, sosyal konumları gibi durumları, çocuğun üstün yararını etkilemediği ölçüde göz önünde tutulur.” şeklinde belirtilmiştir.

Yargıtay içtihatları velayet hususunda karar verilirken çocuğun üstün yararı ilkesinin birincil önceliğe sahip olduğunu vurgulamaktadır.

Ebeveynlerin Fiziksel ve Ruhsal Yeterliliği: Ebeveynin fiziksel sağlığı, ruhsal ve psikolojik durumu, alkol, uyuşturucu bağımlılığı olup olmadığı, sabıka durumu ve çocuğa karşı tutumu değerlendirilir.

Sosyal ve Ekonomik Durum: Her ne kadar ekonomik durum tek başına belirleyici olmasa da, çocuğun yaşam standardı üzerinde etkisi vardır. Ancak Yargıtay, sırf maddi olanakları daha iyi diye bir ebeveyne velayet verilmesini uygun bulmamaktadır.

Çocuğun Yaşı ve Cinsiyeti: 0-3 yaş arası çocuklar, anne bakımına daha fazla ihtiyaç duyduklarından, istisnai durumlar dışında anneye verilir.

Okul çağı çocuklarında, eğitim ortamı, sosyal çevresi, arkadaş çevresi gibi etkenler dikkate alınır.

Çocuğun Görüşü: Ayırt etme gücüne sahip çocuğun görüşü dikkate alınmalıdır.

Uygulamada 8 yaş ve üzeri çocukların görüşü, bir pedagog gözetiminde alınır ve mahkeme kararında etkili olabilir.

Verilen velayet kararı mutlak değildir. Çocuğun menfaatini etkileyen yeni gelişmeler olması hâlinde velayet kararı değiştirilebilir.

Ebeveynin evlenip ilgisiz kalması, alkol, madde bağımlılığı başlaması, çocuğun ihmal veya istismara uğraması, eğitimin aksaması vb. sebeplerle verilen velayet kararının çocuğun üstün yararı çerçevesinde değiştirilmesi mümkündür. 

Velayet Davası Nedir?

Velayet davası, çocuğun velayet hakkının hangi ebeveyne verileceğinin veya mevcut velayet durumunun değiştirilmesinin talep edildiği, aile mahkemelerinde açılan bir dava türüdür.

Velayet davası, evlilik birliği sona ermiş veya hiç kurulmamış olan durumlarda çocuğun bakım, gözetim ve temsil yetkisinin hangi tarafça kullanılacağını belirlemek amacıyla açılır.

Velayet davası, çocuğun üstün yararının esas alındığı, kamu düzenini ilgilendiren bir dava olup; hâkim, tarafların talepleriyle bağlı olmaksızın gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapabilir.

Boşanma Davası ile Birlikte

Boşanma sürecinde, mahkeme velayet konusunu da değerlendirir. Taraflardan biri veya her ikisi çocukların velayetini talep eder. Bu durumda, boşanma davası içinde velayet hakkında da karar verilir.

Boşanma Sonrasında (Velayetin Değiştirilmesi Davası)

Boşanma kararında velayet bir ebeveyne verilmişse, ancak sonradan çocuğun menfaati doğrultusunda bir değişiklik gerekirse, diğer ebeveyn velayet değişikliği davası açabilir.

Evlilik Dışı Doğan Çocuklarda

Türk Medeni Kanunu’nda annenin velayet hakkı düzenlenmiştir. Evlilik dışı doğan çocuklarda velayet annenin hakkıdır.

T.M.K. Madde 337- “Ana ve baba evli değilse velâyet anaya aittir.”

Ancak baba, belirli şartlar altında velayet kendisine verilmesi amacıyla dava açabilir.

Velayet Hakkının Kötüye Kullanılması veya İhmal Durumları

Velayet hakkını kötüye kullanan veya çocuğa zarar veren ebeveyne karşı, diğer taraf ya da savcılık tarafından velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi talep edilebilir.

Velayet davasında karar verecek mahkeme birçok hususu birlikte değerlendirir. Özellikle:

–        Çocuğun yaşı, cinsiyeti ve gelişim düzeyi

–        Ebeveynlerin fiziksel ve ruhsal sağlığı

–        Ekonomik ve sosyal koşullar

–        Çocuğun eğitimi ve yaşam koşulları

–        Kardeşlerin birlikte kalması gerekliliği

–        Çocuğun görüşü (ayırt etme gücüne sahipse)

–        Aile ortamının güvenliği (şiddet, ihmal, kötü alışkanlıklar vs.)

Bu değerlendirmelerde sosyal hizmet uzmanı raporları, pedagog görüşleri, tanık beyanları, belgeler ve gerektiğinde uzman bilirkişi raporları esas alınır.

Velayet hakkı verilen ebeveyn, çocuğun tüm bakım, eğitim, sağlık, yerleşim ve temsil haklarını kullanır. Velayet kendisine verilmeyen tarafın, kişisel ilişki kurma hakkı saklıdır.

Taraflardan biri, karar kesinleştikten sonra dahi şartlar değişmişse yeniden dava açabilir.

 

Velayetin Kaldırılması veya Değiştirilmesi Davasında Yetkili ve Görevli Mahkeme

Görevli Mahkeme

Velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi talepleri, aile hukukuna ilişkin olduğundan, bu davalarda Aile Mahkemeleri görevlidir.

Eğer yerleşim yerinde aile mahkemesi yoksa, bu davalara Asliye Hukuk Mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla bakar.

Yetkili Mahkeme

Velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi davasında genel yetki kuralları uygulanır. Genel yetki kuralları gereği yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesi olacaktır. Ayrıca velayetin kaldırılması veya değiştirilmesi davası çekişmesiz yargı işi olduğundan davacının yerleşim yeri mahkemesinde de açılması mümkündür.