Trafik Kazası Sonrası Uzlaşmanın Sağlanması Halinde Tazminat

Ölümlü ve Yaralanmalı Trafik Kazası Uzlaştırma 

Trafik kazalarında uzlaşma, ceza soruşturması kapsamında mağdur ile şüpheli arasında, meydana gelen zararın giderilmesi veya tarafların farklı bir çözüm üzerinde anlaşması yoluyla ceza yargılamasının sona erdirilmesini sağlayan alternatif bir uyuşmazlık çözüm yoludur. 

Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesine göre, şikâyete bağlı suçlar ve kanunda açıkça uzlaşmaya tabi olduğu belirtilen suçlar uzlaşma kapsamındadır.

Yaralanmalı Trafik Kazası bakımından, taksirle yaralama suçu (TCK 89) şikâyete bağlıdır. Bu nedenle uzlaşmaya uygundur. Mağdur isterse şüpheliyle anlaşabilir ve soruşturma sonlanır.

Ölümlü Trafik Kazası bakımından ise Taksirle ölüme neden olma suçu (TCK 85) şikâyete bağlı değildir ve uzlaşma mümkün olmayacaktır.

Tavsiye İçerik: Sigorta Türlerine Göre Rücu Davaları

Trafik Kazası Sonrası Uzlaşma Nedir? 

Trafik kazası sonrası uzlaşma, taksirle işlenmiş ve ceza kanununa göre uzlaşma kapsamına giren bir suçun faili ile mağduru arasında gerçekleşen, ceza sürecini sona erdiren bir anlaşma yoludur. Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve devamı maddelerinde ayrıntılı şekilde düzenlenen bu kurum, şüpheli ile mağdurun uzlaşması halinde kamu davasının açılmasını engeller ya da açılmış davanın düşmesine yol açar:

CMK m. 253’te uzlaştırmanın mümkün olduğu suçlar düzenlenmiştir:

Madde 253 – (Değişik: 6/12/2006-5560/24 md.)

“(1) Aşağıdaki suçlarda, şüpheli ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur:

  1. a) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı suçlar.
  2. b) Şikâyete bağlı olup olmadığına bakılmaksızın, Türk Ceza Kanununda yer alan;
  3. 1. Kasten yaralama (üçüncü fıkra hariç, madde 86; madde 88),
  4. Taksirle yaralama (madde 89),
  5. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Tehdit (madde 106, birinci fıkra),
  6. Konut dokunulmazlığının ihlali (madde 116),
  7. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.) İş ve çalışma hürriyetinin ihlali (madde 117, birinci fıkra; madde 119, birinci fıkra (c) bendi),
  8. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Hırsızlık (madde 141),
  9. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.) Güveni kötüye kullanma (madde 155),
  10. (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Dolandırıcılık (madde 157),
  11. (Ek:17/10/2019-7188/26 md.) Suç eşyasının satın alınması veya kabul edilmesi (madde 165),
  12. Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması (madde 234),
  13. Ticari sır, bankacılık sırrı veya müşteri sırrı niteliğindeki bilgi veya belgelerin açıklanması (dördüncü fıkra hariç, madde 239), suçları.
  14. c) (Ek: 24/11/2016-6763/34 md.) Mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla, suça sürüklenen çocuklar bakımından ayrıca, üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis veya adli para cezasını gerektiren suçlar.”

Tavsiye İçerik: Eşdeğer Parça Uygulaması ve Koşulları Nelerdir?

Trafik Kazası Sonrası Tarafların Anlaşması 

Bir trafik kazası sonrasında taraflar uzlaşmayı tercih ederlerse, bu ceza sürecini kısa yoldan ve anlaşmayla bitirmelerine imkan tanır. Taraflar arasında yapılan bu anlaşma; maddi tazminat ödemesi, manevi zararların giderilmesi, kamuya yararlı bir hizmetin yerine getirilmesi veya bizzat mağdurdan özür dilenmesi gibi unsurlar içerebilir.

  • Müşteki uzlaşmayı kabul ederse, savcılık dosyayı uzlaştırmacıya gönderir ve taraflar bir araya getirilerek uzlaşma süreci başlatılır.
  • Müşteki uzlaşmayı kabul etmezse, ceza soruşturması normal seyrinde ilerler ve kamu davası açılabilir.

Bu aşamada yapılacak uzlaşma, ileride açılacak bir hukuk davasının da çerçevesini belirleyebilir.

C.M.K. Madde 255 hükmü gereğince “Aralarında iştirak ilişkisi olsun veya olmasın birden çok kişi tarafından işlenen suçlarda, ancak uzlaşan kişi uzlaşmadan yararlanır.”

Trafik Kazası Sonrası Uzlaşma Süreci 

Uzlaşma süreci, Ceza Muhakemesi Kanunu çerçevesinde yürütülür. Süreç kısaca aşağıdaki gibi işler:

  1. Savcılık olayın uzlaşma kapsamında olup olmadığını belirler.
  2. Uygun görülürse, dosya uzlaştırmacıya gönderilir.
  3. Uzlaştırmacı taraflarla iletişime geçerek görüşmeler yapar.
  4. Uzlaşma sağlanırsa yazılı bir belge düzenlenir ve savcılığa sunulur.

Mahkeme aşamasında uzlaşma, soruşturma sürecinde sağlanamamışsa, kovuşturma aşamasında da uzlaşma sağlanabilmektedir.

Ancak hükmün kesinleşmesinden sonra uzlaşma teklif edilirse bu hukuken geçersizdir. Hükmün kesinleşmesinden sonra uzlaşma sürecinin hukuki çerçevede gerçekleşmesi mümkün değildir.

Uzlaşma Durumunda Sigorta Meselesi 

Trafik kazasında taraflar ceza yönünden uzlaşsa bile, kazaya ilişkin tazminat talepleri ayrıca sigorta şirketlerine yöneltilerek devam ettirilebilir. Sigorta şirketi, Karayolları Trafik Kanunu ve poliçe çerçevesinde belirlenen zararlardan sorumludur.

Trafik kazası sonrasında taraflar arasında ceza soruşturması kapsamında yapılan uzlaşma, sigorta şirketinden tazminat talep edilmesini doğrudan engelleyen bir durum değildir.

Uzlaşma, yalnızca kazaya karışan taraflar arasında gerçekleşen ve ceza hukukunu ilgilendiren bir anlaşmadır. Ancak sigorta şirketinin  mağdurun zararını sigorta poliçesi kapsamında tazmin etme yükümlülüğü devam eder. Yine de burada önemli olan nokta, uzlaşma tutanağının içeriğidir.

Eğer uzlaşma belgesinde “maddi ve manevi tüm zararlarım giderilmiştir, başka herhangi bir talebim yoktur” ya da “her türlü hukuki ve cezai haklarımdan feragat ediyorum” şeklinde ifadeler bulunuyorsa, bu durum sigorta şirketi tarafından “zararın tamamen giderildiği” şeklinde yorumlanabilir ve bu da ödeme yapılmaması yönünde bir savunma haline gelebilmektedir.

Uzlaşmanın Tazminat Davasına Etkisi

Ceza davasında uzlaşmanın hukuk davasına etkisi, uzlaşma belgesinde tazminata ilişkin açıklamalar olup olmamasına bağlıdır. Eğer taraflar sadece ceza sürecini ilgilendiren bir uzlaşma yapmışsa, mağdur ayrıca hukuk mahkemesinde maddi ve manevi tazminat davası açabilir.

Ancak uzlaşma tutanağında, “her türlü maddi ve manevi tazminattan feragat edildiği” açık şekilde yazıyorsa, bu durumda ayrıca dava açılamaz.

Anayasa Mahkemesi 26/7/2023 tarihinde E.2023/43 numaralı dosyada, Anayasa’ya 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değiştirilen 253. maddesinin (19) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinin “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Anayasa Mahkemesi tarafından verilen bu iptal kararıyla birlikte trafik kazası sonucu uzlaşma kapsamına giren suçlarda uzlaşmanın sağlanması tazminat davası açılmasına engel teşkil etmeyecektir.

Uzlaşma Sigortadan Para Almaya Engel Mi?

Tekrar vurgulamak gerekirse, ceza dosyasında uzlaşılması sigorta şirketinden tazminat talep edilmesine engel teşkil etmez. Mağdur isterse sigorta şirketine başvurarak trafik poliçesi kapsamında trafik kazası sonrası uzlaşmanın sağlanması halinde tazminat alma hakkını kullanabilir.

Ancak trafik kazasından sonra uzlaşma kapsamında tarafların sigorta şirketlerinden para almasını engelleyen bir madde eklenerek bu durumun kararlaştırılması mümkündür.

Trafik kazası sonrasında uzlaşma sağlanması, sigortadan tazminat alma hakkınızı tamamen ortadan kaldırmaz, ancak uzlaşmanın içeriğine göre bazı haklarınızı etkileyebilir.

Ancak sigorta şirketi, zararın zaten uzlaşmayla karşılandığını ileri sürerek ödeme yapmaktan kaçınabilir. Bu durumda uzlaşma metni önem kazanır.

Eğer uzlaşma tutanağında “tüm maddi ve manevi zararlar giderilmiştir, başka talebim yoktur” gibi bir ibare varsa, sigorta şirketi, “zarar giderilmiş” olduğu gerekçesiyle ödeme yapmayabilir.

Uzlaşma sırasında, “sigortadan talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla” ibaresi yazılması önemlidir. Bu noktada uzman bir sigorta avukatından danışmanlık almak hak kaybı yaşamamak adına önem arz etmektedir.

Uzlaştırma Maddi Manevi Tazminat 

Uzlaştırma görüşmelerinde, özellikle maddi ve manevi tazminat ödemesi taraflar arasında anlaşmanın merkezini oluşturur. Mağdurun uğradığı fiziksel zararlar, çalışma gücü kaybı, tedavi giderleri gibi kalemler maddi tazminat kapsamındayken; psikolojik etkiler ve sosyal hayatta uğranılan zararlar manevi tazminat olarak değerlendirilir.

Yukarıda da değinildiği üzere, Anayasa Mahkemesi 26/7/2023 tarihinde E.2023/43 numaralı dosyada, Anayasa’ya 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 5560 sayılı Kanun’un 24. maddesiyle değiştirilen 253. maddesinin (19) numaralı fıkrasının beşinci cümlesinin “Uzlaşmanın sağlanması halinde, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz;…” bölümünün Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.

Bu durumda uzlaştırma yoluna gidilmesi maddi ve manevi tazminat davası açma yönünde engel teşkil etmeyecektir. Ancak yukarıda açıkça bahsedildiği üzere uzlaşma metnine göre değerlendirme yapılmaktadır.