Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılabilecek tazminat davalarını iki başlık altında inceleyebiliriz.;
İçindekiler
1- MADDİ TAZMİNAT
Maddi tazminat davaları ölüm halinde ve bedensel zararlar halinde olmak üzere ikiye ayrılır:
-ÖLÜM HALİNDE
Türk Borçlar Kanunu madde 53 uyarınca ölüm halinde uğranılan zararlar şu şekildedir:
MADDE 53- Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır:
- Cenaze giderleri,
- Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
- Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar.
BEDENSEL ZARAR HALİNDE
Türk Borçlar Kanunu madde 54 uyarınca bedensel zarar halinde uğranılan zararlar şu şekildedir:
MADDE 54- Bedensel zararlar özellikle şunlardır:
- Tedavi giderleri.
- Kazanç kaybı.
- Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
- Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar.
Maddi tazminat davası kapsamında
-sürekli iş göremezlik tazminatı,
-geçiçi iş göremezlik tazminatı,
– bakıcı ve tedavi giderleri,
-destekten yoksun kalma tazminatı,
-kazanç kaybı,
-SGK kapsamında karşılanmayan giderler talep edilebilmektedir.
2- MANEVİ TAZMİNAT
Manevi tazminat ise kişi veya kişilerin ölüm veya cismani zararlarından kaynaklı üzüntü,elem, kedere dayalı olarak talep edebileceği tazminat türüdür. Manevi tazminat bir zenginleşme aracı olmamakla beraber, bir nebze olsun kişi veya kişilerin acısını dindirme amacı taşımaktadır.
BEDENSEL ZARAR HALİNDE İŞ GÖREMEZLİK VE KAZANÇ KAYBI
Cismani zarar, kişinin bedensel bütünlüğünde meydana gelen fiziksel hasarlardır. Bedensel zarar, trafik kazası veya iş kazası sonucu vücutta oluşan hasarı ifade eder. Bu tür kazalarda zarar gören kişi, maddi ve manevi kayıplar yaşar ve bu kayıpların telafisi için kanunen belirlenen tazminatları talep edebilir.
Tazminat olarak iş göremezlik nedeniyle oluşan kazanç kaybı, tedavi masrafları, yapmış olduğu meslek ile ilgili kabiliyetlerini kaybetmesinden doğan zararları talep edebilir.
Sürekli iş göremezlik, bir trafik veya iş kazası sonucu kişinin bedensel faaliyetlerini ve kazanç sağlama yeteneğini kalıcı olarak kaybetmesi durumudur. Bu, kişinin gelecekteki yaşamında kazancında azalma ve çeşitli mahrumiyetler yaşamasına yol açar. Eğer bu mahrumiyet kalıcı bir şekilde değil de belirli bir süreliğine yaşanacaksa geçici iş göremezlik söz konusudur.
CİSMANİ ZARAR SEBEBİYLE TAZMİNAT DAVALARINDA ZAMANAŞIMI
Cismani zararlarda zamanaşımı süresi failin ve fiilin öğrenildiği tarihten tarihten başlayarak 2 yıl içinde her halde ise 10 yıl içerisinde tazminat davası açılmalıdır.Eğer işbu cismani zararın oluşumu TCK kapsamında suç niteliğinde ise ve ceza zamanaşımı daha uzun bir süreyi kapsıyorsa ceza zamanaşımının uygulnaması gerektiği unutulmamalıdır.
ÖLÜM VE CİSMANİ ZARARLARDAN DOĞAN TAZMİNAT DAVALARININ HUKUKİ NİTELİĞİ
Ölüm ve cismani zarar sebebiyle açılabilecek tazminat davaları maddi ve manevi tazminat davalarıdır.
Tazminat davaları uğranılan haksız zararı gidermek amacıyla açılır. Genellikle iş kazası, trafik kazası, sözleşme ihlali, suç işlenmesi, telif hakkı ihlali, tıbbi hata gibi sebeplere dayalı olarak açılır. Hukuki açıdan , bu davaların temel amacı zarara uğrayan kişinin uğradığı kayıpların hem maddi hem de manevi olarak giderilmesidir. Maddi tazminat, zarar gören kişinin kaybettiği gelir, tedavi masrafları, bakım giderleri gibi somut zararları telafi etmek amacıyla ödenen tazminattır. Maddi tazminat davalarında cismani zararlardan doğan tazminatın miktarı belli olmayabilir ya da uzman kişi görüşü alınabilir. Bu nedenle cismani zarar sebebiyle açılan tazminat davası belirsiz alacak davası niteliğinde olabilecek dava türlerindendir. Manevi tazminat ise, ölüm veya cismani zarar sonucu uğranılan ruhsal ve duygusal acı, ıstırap ve travmanın karşılığıdır. Manevi tazminat davasının belirsiz alacak olarak açılamadığını belirtmek gerekir.
ÖLÜM VE CİSMANİ ZARAR SEBEBİYLE AÇILAN TAZMİNAT DAVALARINDA YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Ölüm ve cismani zarar nedeniyle tazminat davasında yetkili mahkeme davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Fakat dava haksız fiilden kaynaklanmış ise haksız fiilin işlendiği yer, zararın meydana geldiği yer, zarar görenin ikamet ettiği yer mahkemesi de davada yetkilidir.
Görevli mahkeme ise asliye hukuk mahkemesidir.
ÖLÜM VE CİSMANİ ZARAR SEBEBİYLE AÇILAN TAZMİNAT YARGITAY KARARLARI

- Hukuk Dairesi 2021/4022 E., 2021/5389 K.
KARAR
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, davaya konu kazadaki yaralanması nedeniyle bakıma muhtaç hale geldiğini iddia ederek, bakıcı gideri tazminatının tahsili isteminde bulunmuş; Hakem Heyeti tarafından, bakım ihtiyacının belirlenmesi konusunda araştırma yapılıp rapor alınmadan, davacının sunduğu raporda bakım ihtiyacına ilişkin tespit bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 54. maddesinde “Bedensel zararlar özellikle şunlardır: tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar” denilmek suretiyle, bedensel zarar halinde, zarar görenin talep edebileceği zarar türleri örnekseme yoluyla sayılmış olup, bedensel zarar sonucu doğan bakım ihtiyacı ve bunun için yapılacak giderin de madde kapsamında olduğu açıktır. Uğranılan bedensel zarar nedeniyle doğan bakım ihtiyacı ve yapılacak bakıcı giderinin doğru tespiti açısından ise, bakım ihtiyacının boyutunun belirlenmesi önem arzetmektedir.
Somut olayda; davacının uğradığı bedensel zarar nedeniyle, iyileşme sürecinde (geçici) ve tedavisinin bitiminden sonra sürekli bakım ihtiyacı bulunup bulunmadığı, varsa bu ihtiyacın oranı ve süresi konusunda herhangi bir araştırma yapılmaksızın, bakıcı gideri talebinin reddine karar verilmiştir. Davaya konu kazada, davacının sağ femur şaft kırığ nedeniyle ameliyat edildiği, sağ bacakta 2 cm kısalık oluşacak biçimde yaralandığı sunulu uzman doktor bilirkişi heyeti raporuyla saptanmıştır. Yaralanmanın mahiyeti dikkate alındığında, davacının bakım ihtiyacının doğabileceği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle; dosyada eksik kalan tedavi belgeleri de temin edildikten sonra, davacının uğradığı bedensel zarar nedeniyle duyacağı geçici süreli ve sürekli bakım ihtiyacı ve yapılacak bakıcı giderinin tespiti bakımından, adli tıp uzmanı bilirkişiden ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınıp, davacının bakıcı gideri (davalı trafik sigortacısının sorumluluğunda olduğundan) talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle karar verilmesi de doğru olmamıştır.
- Hukuk Dairesi 2022/2371 E. , 2022/10814 K.
KARAR
Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı taraf, kazadaki yaralanmanın çalışma gücü kaybına yol açacak boyutta olduğu iddiasıyla, manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkeme ise, davacının yaralanması ile ilgili herhangi bir rapor almadan, kararda yazan miktarda manevi tazminata hükmetmiştir.
Haksız fiil sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilen davada, bedensel zararın kapsam ve niteliği, talep edilen manevi tazminata ilişkin takdir hakkının kullanılmasına etki eden en önemli faktörlerin başında gelmektedir. Ağır şekilde yaralanmış olmakla birlikte sürekli maluliyeti oluşmayan kişi için hükmedilecek manevi tazminat miktarı ile yaralanması nedeniyle ömür boyu etkileri taşınacak biçimde maluliyete uğrayan kişi için hükmedilecek manevi tazminat miktarının çok farklı olacağı açıktır. Bu itibarla; davacının yaralanması sonucu oluşan zararın boyutunu belirleme bakımından yapılan inceleme yetersizdir.
Açıklanan nedenlerle; davacının kalıcı maluliyete uğrama biçiminde ifade ettiği zararlarının ağırlığı, iddia olunan bu ağır zararların mevcudiyetine göre doğacak manevi acının derinliği gözetilmek suretiyle manevi tazminatın takdir edilmesinin gerekeceği dikkate alınarak; dosya kapsamında eksik kalan tedavi belgeleri temin edildikten sonra, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 11/10/2008 tarihli Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmelik’i esas alınarak, davacının yaralanmasının boyutu, davacıda geçici ya da kalıcı maluliyete sebep olup olmadığı ve varsa oranı konularında, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınmasından sonra, tespit edilen zararın derecesine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, tarafların kazadaki kusur oranlarına, olay tarihindeki paranın alım gücüne, hak ve nasafet kurallarına göre uygun miktardaki manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinden, kararın bozulması gerekmiştir.