İstiap Haddinin Aşılması Durumunda Sigortanın İşletene Rücu Hakkı

Sigortanın rücu halleri sınırlı sayıda olup bunlar ZMSS  Genel Şartlar  B.4 ZARAR GÖRENLERİN HAKLARININ SAKLI TUTULMASI VE SİGORTACININ SİGORTALIYA RÜCU HAKKI 

Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. 

(1) Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir. Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir: 

a) Tazminatı gerektiren olay, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, 

b) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,

c) Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar, 

ç) Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise, 

d) Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,

e) Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse, f) Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,

 Sigortacı rücu sebeplerine dayanarak tazminat sürecini geciktiremez ve bu sebeplere dayalı bilgi ve belgeyi hak sahibinden talep edemez.

ZMSS Genel Şartları ve Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre yalnızca istiap haddinin aşılmasından dolayı sigortacının doğrudan rücu hakkı doğmamaktadır. Sigortacının rücu hakkının doğması için kaza ile istiap haddinin aşılması arasında nedensellik bağı olmalıdır. Trafik kazası sadace istiap haddinin aşılmasından dolayı meydana gelmişse sigortacı sigorta ettirene rücu edebilecektir. 

Tavsiye İçerik: Alkollü Trafik Kazasında Rücu

İstiap Haddi Nedir? 

KTK m. 3 “Taşıma sınırı (Kapasite): Bir aracın güvenle taşıyabileceği en çok yük ağırlığı veya yolcu sayısıdır.

olarak istiap haddini açıklamıştır. Bahse konu maddeden de anlaşılacağı üzere Kara, hava, deniz araçlarının taşıyabileceği yolcu ve yük kapasitesi sınırına “istiap haddi” denilmektedir.

İstiap Haddinin Aşılması Durumu Nedir?

İstiap Haddinin aşılması durumu  aracın taşıyabileceği sınırın üzerinde yolcu veya yük taşımasıdır.İstiap haddinin aşılması sebebiyle bir kaza meydana gelmesi durumunda araç sahibi veya sigortacı zararı tazmin etmiş olabilir. Bu durumda araç sahibi tazmin ettiği zararı kusurlu sürücüye rücu edebilir.Trafik kazalarına sigorta şirketinin rücu hakkı sadece sigorta ettirene karşıdır.

Sigorta Şirketi Hangi Hallerde Rücu Edebilir? 

Trafik kazası istiap haddinin aşılması sonucu gerçekleştiyse, sigorta şirketi ödemiş olduğu tazminat miktarını sigorta ettirene karşı rücu edebilir. Eğer kusurlu taraf, istiap haddini aşarak kazaya neden olduysa ve sigorta şirketi zarar gören tarafa bir tazminat ödemesi yaptıysa nedensellik bağının ispat edilmesi şartıyla rücu hakkı doğmaktadır.

Araç işleteni ile sürücünün aynı kişi olmaması durumunda ise araç işleteni zarar görene ödemiş olduğu tazminatı kusurlu araç sürücüsüne rücu edebilmek imkanına sahiptir. Sigorta Şirketinin 3. kişiye rücu hakkı bulunmamaktadır. Sigorta şirketi gerekli şartların oluşması şartıyla sadece poliçede taraf olan sigorta ettirene karşı rücu imkanına sahiptir. 

Sigorta şirketi rücu davası veya icra takibi yoluyla ödemiş olduğu tazminatı geri alabilme imkanına sahiptir. Rücu hallerinin sınırlı haller olması sebebiyle davaya cevap veya icra takibine itiraz süreci oldukça önemlidir. Rücu hallerinin oluşmadığı durumlarda sigorta ettiren sigorta şirketine karşı herhangi bir ödeme yapma yükümlülüğünde değildir.

Tavsiye İçerik: Sigorta Şirketine Başvuru Süreci

İstiap Haddinin Aşılması Yargıtay Kararları 

1- İSTİAP HADDİNİN AŞILMASININ RÜCUYA ETKİSİ

  1. Hukuk Dairesi         2021/13542 E.  ,  2022/8610 K.


Davacı …’ya velayeten….. ve ……. vekili Av. … tarafından, davalı ….. Sigorta A.Ş. aleyhine 03/07/2020 tarihli dilekçe ile trafik kazası sonucu bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istenmesi üzerine Uyuşmazlık Hakemince yapılan inceleme sonucunda; başvurunun kabulüne dair verilen kararın davalı vekilinin başvurusu üzerine yapılan itiraz incelemesinde; İtiraz Hakem Heyetince davalının vekalet ücretine yönelik itirazının kabulüne, diğer itirazlarının reddi ile UHH kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair verilen 04/01/2020 günlü ve 2020/İHK-29097 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hâkimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya incelendi, gereği görüşüldü.


K A R A R


Davacı vekili; 22/04/2018 tarihinde davacının yolcu olduğu ve davalıya trafik sigortalı aracın yaptığı tek taraflı trafik kazasında davacının yaralanarak %9 oranında malul kaldığını, davalıya yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmadığını belirterek, belirsiz alacak davası olarak 15.100,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 01/09/2020 tarihli dilekçesiyle talebini 97.459,49 TL ye artırmıştır.
Davalı vekili; maluliyet raporunu kabul etmediklerini, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, aracın arka koltuğunda çocuk koltuğunun bulunması gerektiğinden müterafik kusur indirimi yapılmasını talep ettiklerini, avans faizi istenemeyeceğini belirterek, başvurunun usul ve esastan reddini istemiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince; başvurunun kabulü ile 97.459,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının 23/04/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; karara karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince, davalının itirazının kısmen kabulü ile uyuşmazlık hakem heyeti kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilmesine dair verilen karara karşı davalı vekili ile vekalet ücreti yönünden davacı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.


1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlenen maluliyet raporunun hükme esas alınmasında bir usulsüzlük görülmemesine, 6102 sayılı TTK’nın 1426/1. maddesi gereği zarar kapsamının belirlenmesi için davacı tarafından yapılan makul gider kapsamındaki rapor ücretinden davalı sigortacının sorumlu olmasına, hatır taşıması indirimi yapılmamasında bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.


2) Dava, trafik kazasından kaynaklanan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.


Davalı vekili, araçta çocuk koltuğu bulunmaması ve 5 kişinin binebileceği araca 7 kişinin binerek istiap haddinin aşılması nedeniyle müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini savunmuş; İtiraz Hakem Heyetince, 6 yaşında olan davacının istiap haddinin aşılmasını idrak edecek yaşta olmadığı, davacı dahil araçta bulunan 5 çocuğun da aracın arka koltuğunda bulundukları, ön koltukta ise davacının annesinin oturduğu, istiap haddinin aşılmasının kazaya etken olmadığı gerekçesiyle davalı yanın bu savunmasına itibar edilmemiştir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesinde düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi, belirlenen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir. Müterafik kusura ilişkin savunma bir def’i olmadığından, mahkemece bu yönde bir savunma olmasa dahi resen araştırılması ve tartışılması gerekmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 78. maddesinde “belirli sürücülerin ve yolcuların, araçların sürülmesi sırasında koruyucu tertibat kullanmaları zorunludur… kullanma ve yolların özelliği gözetilerek hangi tip araçlarda sürücülerinin ve yolcularının şehiriçi ve şehirlerarası yollarda hangi şartlarda hangi koruyucu tertibatı kullanacakları ve koruyucuların nitelikleri ve nicelikleri ile emniyet kemerlerinin hangi araçlarda hangi tarihten itibaren kullanılacağı yönetmelikte belirtilir” düzenlemesi yapılmıştır.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin sürücülerin ve yolcuların koruyucu tertibat kullanma mecburiyeti başlıklı 150. maddesinde “M1, M1G, N1, N1G, N2 ve N3 sınıfı araçlarda 150 cm’den kısa ve 36 kg’ın altındaki çocukların taşınması sırasında çocukların ağırlığına uygun bu Yönetmeliğin ekinde yer alan (1) sayılı cetvelde yer alan çocuk bağlama sistemlerinin kullanılması zorunludur. Ancak, 135 cm’den uzun çocuklar çocuk bağlama sistemleri yerine ön koltukta oturmamak şartıyla diğer koltuklardaki emniyet kemerlerini kullanabilirler.” şeklinde düzenlenme bulunmaktadır.
Somut olayda; kaza tespit tutanağında kaza tarihinde 6 yaşında olan davacının araçta bulunduğu yerin tespit edilemediği, alınan ifadelerden arka koltukta diğer 5 yolcuyla seyahat ettiği, annesinin ise ön koltukta oturduğu anlaşılmaktadır. Karayolları Trafik Yönetmeliğinin 150. maddesine göre olay tarihinde 6 yaşında olan davacının yaşı gereği seyahati sırasında çocuk bağlama sistemi kullanılması; yönetmelikte belirtilen özel şartları taşımaması halinde emniyet kemeri takılı olacak şekilde arka koltukta yolculuk yapması gerektiği açıktır. Diğer yandan yolcunun istiap haddi aşılarak seyahat etmesi de sürüş ve trafik akışı kusurlarından olmayıp, hâkim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilecek hususlardandır. Kazaya sebebiyet veren araçta sürücü dahil en fazla 5 kişi olması gerekirken, meydana gelen kaza anında sürücü dışında 6 yolcunun bulunduğu aracın markasının Tofaş olduğu, koltuk adedi ve davacının yaralanmasının baş, omuz, boyun, sağ kol dirsek, diz bölgelerinde meydana geldiği göz önüne alındığında her bir yolcu için yeterli emniyet kemeri bulunmayacağından, davacının emniyet kemeri kullanmadığının anlaşılmasına göre bu kapsamda istiap haddinin aşıldığının da kabulü gerekmektedir.
Açıklanan vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyetince; davalının bu yönlere ilişkin itirazı kabul edilerek, hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak tazminatın belirlenmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 21,40 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/06/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

2- İSTİAP HADDİNİN TAZMİNAT ÖDEMESİNDE MÜTERAFİK KUSUR İNDİRİMİNE SEBEP OLMASI HAKKINDA

  1. Hukuk Dairesi         2022/4957 E.  ,  2022/10052 K.

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kısmen kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 10/10/2020 tarih 2020/İHK-16667 sayılı itirazın reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:


K A R A R

Davacı vekili, davacının yolcu olarak bulunduğu davalıca … sigorta poliçesi ile sigortalı aracın dava dışı bir araçla karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucunda davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faiz ile beraber davalı … şirketinden tahsilini talep etmiş; ıslahla talebini 64.112,48 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili davanın reddini savunmuştur.


Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kısmen kabulüne, 51.289,98 TL tazminatın 30/01/2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine itirazın reddine karar verilmiş; İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.


1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, İtiraz Hakem Heyeti kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun “tazminat belirlemesi” başlıklı 51. maddesinde; hakimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın İndirilmesi” başlıklı 52. maddesinde ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durumunu ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.

Yolcunun istiap haddi aşılarak seyahat etmesi sürüş ve trafik akışı kusurlarından olmayıp, hakim tarafından tazminattan indirim sebebi olarak kabul edilecek hususlardandır. Dosyada bulunan kaza tespit tutanağının incelenmesinde, davacının arka koltukta yolculuk yaptığı, aracın otomobil cinsinde olduğu ve 1 kişi ile istiap haddinin aşıldığının sabit olduğu anlaşılmakla, meydana gelen olayda istiap haddinin aşıldığının kabulü gerekmektedir.


Bu durumda, İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalının bu yöndeki itirazının kabul edilerek %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken, bu hususun gözetilmemiş olması doğru görülmemiştir.

3-Kabule göre, Sigortacılık Kanunu 30/17 maddesi ile 19/01/2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinde “Tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Heyetçe verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelik’in 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu vekalet ücretinin altında kalması halinde maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken İtiraz Hakem Heyetince davacı lehine yazılı şekilde nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/09/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.