Hukuk yargılamalarında tarafların iddia ve savunmalarını belli ölçüde değiştirme ya da genişletme imkanı bulunmaktadır. Bu imkan, “ıslah” müessesesi ile sağlanır.
Islah dilekçesinin kabulü için ise ıslah harcı yatırılması gerekmektedir.
Islah harcı hesaplama, davacı veya davalının dava dilekçesinde ya da cevap dilekçesinde belirttiği talepleri değiştirmesi durumunda ortaya çıkan ek yargılama giderlerinin hesaplanmasına yöneliktir. Özellikle maddi tazminat davalarında, başlangıçta düşük tutarla açılmış bir davada sonradan talep artışı yapılması halinde ıslah harcı nedir, neye göre hesaplanır gibi sorular büyük önem arz etmektedir.
Dikkatinizi Çekebilir: İhbar ve Kıdem Tazminatı Hesaplama
Hukuk yargılamasında “ıslah”, tarafların yapmış oldukları usule ilişkin işlemin tek taraflı irade beyanıyla düzeltmelerine olanak tanıyan bir haktır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 176. maddesinde ıslah düzenlenmiştir:
MADDE 176- (1) Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.
(2) Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir.
Islah; talep konusunun artırılması, yeni bir maddi tazminat talebinin eklenmesi gibi durumlarda kullanılır. Özellikle cismani zarar ıslah harcı hesaplama örneklerinde görüldüğü gibi, beden gücü kaybı nedeniyle açılmış bir tazminat davasında talep miktarının sonradan artırılması ıslah yoluyla yapılır.
Islah, iki şekilde yapılabilir:
Kısmi Islah: Usul işleminin yalnızca belirli bir kısmı için yapılır. Örneğin, sadece talep edilen tazminat miktarı artırılabilir.
Tam Islah: Taraf, daha önce yapmış olduğu usul işlemini baştan sona değiştirir. Örneğin, dava dilekçesindeki tüm talepler veya savunmalar baştan düzenlenir.
Islah, duruşmada sözlü olarak yapılabileceği gibi, dilekçeyle de yapılabilir. Uygulamada çoğu zaman ıslah dilekçesi sunulmaktadır. Bu dilekçede hangi kısımların değiştirildiği açıkça belirtilmelidir.
Islah, davanın konusunu değil, usul işlemi düzenlemeye yöneliktir. Ancak uygulamada talep sonucu değişikliği de usul işlemi sayıldığından, bu tür değişiklikler de ıslahla mümkündür.
Davasını tamamen ıslah ettiğini bildiren taraf, bu bildirimden itibaren bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermek zorundadır. Aksi hâlde, ıslah hakkı kullanılmış sayılır ve ıslah hiç yapılmamış gibi davaya devam edilir.
Islah, dilekçeyle ya da duruşma sırasında sözlü beyanla yapılabilir. Ancak ıslah hakkının kullanılabilmesi için bazı şartların oluşması gerekir:
Taraflar, dava sürecinin ilerleyen aşamalarında talep değişikliği ya da miktar artırımı gibi işlemleri ıslah yoluyla gerçekleştirdiklerinde, bu değişikliklerin parasal değerlerine göre belirlenen ıslah harcı ödemekle yükümlü olurlar. Bu ek harca “ıslah harcı” veya uygulamada sıkça kullanılan tabirle tamamlama harcı denir.
Islah işlemi, davadaki talep edilen miktarın artırılması, yeni taleplerin eklenmesi veya talep sonucunun değiştirilmesi gibi durumları içerdiğinde, bu artırılan ya da değiştirilen tutar üzerinden yeniden harç alınır. Burada maktu harç değil, nispi harç söz konusudur.
Islah harcı, dava değerindeki artış üzerinden hesaplanır. İlk dava dilekçesinde örneğin 100.000 TL talep edilmişse ve bu talep ıslah ile 300.000 TL’ye çıkarılmışsa, ıslah harcı sadece artırılan 200.000 TL üzerinden alınır. Başlangıçtaki 100.000 TL için dava açılırken harç ödenmiş olduğundan, bu kısım için yeniden harç alınmaz.
Islah harcında oran
Islah harcı hesaplamasında arttırılan değerin binde 68,31’i (%6,831) olarak hesqap edilen tutarın 1/4’ü ödenir.
Islah ödemesi yapılmadan, yani ıslah harcı yatırılmadan ıslah dilekçesi işleme konulmaz. Mahkeme, harcın yatırılması için kesin süre verir. Süresinde harç ödenmezse, ıslah dilekçesi yapılmamış sayılır.
Örneğin dava açıldığında 100.000 TL talep edilmişken daha sonra ıslahla bu talep 300.000 TL’ye çıkarılıyor:
Bu tutar, ıslah dilekçesi sunulurken yatırılmalıdır.
Davacı, iddia ettiği vakaları veya hukuki sebepleri değiştirebilir. Eksik bildirilen vakıalar ıslah yolu ile tamamlanabilir.
Davalı, savunmalarını (itiraz ve def’ilerini) genişletebilir.
Dilekçelerdeki maddi hata ve eksiklikler giderilebilir.
Davacı, dava dilekçesindeki talebini değiştirebilir. Tazminat miktarını artırabilir, alacak türünü değiştirebilir, aynı vakıalara dayanarak farklı bir talepte bulunabilir.
Alacak miktarında hata yapılmışsa, ıslah yoluyla düzeltilebilir.
Alacak miktarının değiştirilmesi imkanı, özellikle fazlaya ilişkin hakların saklı tutulduğu davalarda önemlidir.
Örneğin başlangıçta 50.000 TL talep edilen bir tazminat davasında, bilirkişi raporuna dayanılarak ıslah ile talep 200.000 TL’ye çıkarılabilir.
Eğer taraf hatası açık bir maddi hatadan kaynaklanıyorsa (örneğin isim yanlış yazıldıysa), ıslahla düzeltilebilir.
Ancak bu, davaya yeni bir taraf eklenmesi anlamı taşıyorsa bu değişikliğin ıslah yoluyla yapılması mümkün olmayacaktır.
Delillerini sunmuş olan taraf, ıslah yolu ile yeni delil gösterebilir, ancak ıslah yolu ile ikinci bir tanık listesi verilemez.
Yeni bir davacı veya davalı eklenemez. Mevcut davalıya ek olarak yeni bir kişiye karşı da talepte bulunulamaz.
Süresi içinde yapılmayan işlemler (örneğin cevap dilekçesi sunulmaması) ıslah ile düzeltilemez.
Islah, hak düşürücü süresi bulunan ve süresi kaçırılan işlemleri düzeltme amacı taşımaz. Örneğin “İlk İtirazlar” 2 haftalık hak düşürücü süreye tabidir ve sürenin aşılması halinde ıslah yoluyla sunulması mümkün değildir.
HMK madde 176 ;
“Taraflardan her biri, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebilir.
Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir”
açıkça düzenlemiştir: Her taraf yalnızca bir defa ıslah yapabilir.
Yargıtay kararlarında manevi tazminatın bir bütün olduğu; duyulan acı ve üzüntünün karşılığı dava yolu ile belirlenip karşı tarafa bildirildikten sonra arttırılmasının veya yeni bir dava açılarak istenmesinin mümkün olmadığı vurgulanmaktadır.
Karşı davanın sadece cevap dilekçesiyle veya esasa cevap süresi içinde ayrı bir dilekçe ile açılması gerektiği düzenlenmiştir.
Islah, daha önce feragat edilmiş bir talebi geri getiremez. Feragat, kesin hüküm doğurur ve davanın o kısmı sona ermiş sayılır.
Aynı şekilde kabul ve sulh işlemlerinden de ıslah yoluyla vazgeçilemez.
Islah, yargılamayı kötüye kullanma amacıyla (örneğin süre kazanmak, karşı tarafı zarara uğratmak) yapılamaz. Mahkeme, bu durumda ıslahı reddedebilir.
Hüküm verildikten sonra artık ıslah mümkün değildir. Bu noktadan sonra, ancak kanun yollarına başvurulması mümkündür.
Hemen Arayın
WhatsApp us