Hatır taşımacılığı, taşıyanın bir başka kişiyi herhangi bir ücret, menfaat veya ticari kazanç elde etme amacı olmaksızın karşılıksız biçimde bir yerden bir yere araçla taşıması olarak tanımlanabilir.
İçindekiler
Hatır Taşımasının Şartları Nelerdir?
Taşımanın hatır taşıması olarak nitelendirilebilmesi için Yargıtay bazı şartların varlığını aramaktadır. Bunlardan ilki araçta bulunan kişinin hiçbir ücret veya karşılık ödememiş olmasıdır. Hatır taşıması ilişkisinin taşınan kişi yararına olması gerekmektedir. Bu durumda taşıyan kişinin bir menfaat elde etmemiş ve etmeyecek olması esas şartlardan birini oluşturmaktadır.
Hatır taşımasından söz edebilmek için maddi karşılık olmaması şartının yanı sıra manevi karşılık da bulunmaması gerekmektedir. Aile arasında yapılan bir taşımayı (örneğin babanın kızını hastaneye götürmesi) Yargıtay manevi karşılık varlığı sebebiyle hatır taşıması kapsamında değerlendirmemektedir. Yargıtay, aile bireylerini veya yakın akrabaları taşımanın karşılıksız bir iyilikten ziyade ahlaki bir ödev olduğunu ve bu taşımaların hatır taşıması kapsamına girmeyeceğini kararlarında sıklıkla vurgulamaktadır. Tabii ki bu husus somut olayın şartlarına göre değişiklik göstermektedir.
Hatır taşıması, taşıma esnasında meydana gelen kaza sonucu taşınan kişinin zarar görmesi, yaralanması veya ölmesi hallerinde ortaya çıkmaktadır.
Her iki tarafın da yolculuk için rızasının bulunması da hatır taşımasının şartlarındandır.
Hatır Taşımasında Hakkaniyet İndirimi ve Oranı Nedir?
Hatır taşıması sırasında oluşabilecek zararlardan doğan sorumluluğa karşı hakkaniyet indiriminin mevcut olması esasen taşımanın karşılıksız yapılmasına dayanmaktadır. Hiçbir menfaat sağlanmayan hatır taşıması sebebiyle taşıyanın sorumluluğunun tam sorumluluk kapsamında değerlendirilmesi hakkaniyete aykırı görülmüş ve sorumluluğu sınırlandırılmıştır.
“Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda BK’nın 43. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve ödenceden indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir.” (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/13808 E. 2019/6056 K.)
Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre hatır taşımasında hakkaniyet indirimi oranı genellikle %20 olarak uygulanmaktadır. Bununla beraber Yargıtay’ın daha farklı hakkaniyet indirimi oranlarına hükmettiği kararların da bulunduğunu belirtmekte fayda vardır. Bu oranın belirlenmesinde taşıyanın kusuru, taşınan kişinin kazada herhangi bir etkisi bulunup bulunmaması gibi etkenler önem arz etmektedir. Taşınan kişinin kazanın oluşmasında kusura katılımı söz konusuysa, hakkaniyet indiriminde bu durum da göz önünde bulundurularak zarar görenin kendi kusurundan yararlanması engellenecektir.
Hatır taşımasının şartlarının oluşmadığı durumlarda, örneğin taşıyanın maddi veya manevi bir çıkarı bulunduğu hallerde ise hakkaniyet indirimi söz konusu olmayacaktır.
Tavsiye Yazı: Sürekli Sakatlık Tazminatı Nedir?
Hatır Taşıması Sayılmayan Haller
Yukarıda kısaca bahsedildiği üzere Yargıtay kararları bazı durumlarda taşımanın hatır taşıması kapsamına girmediği yönündedir.
Öncelikle hatır taşımasının unsurlarının bulunup bulunmadığı tespit edilmelidir. Bu unsurlar:
-Yalnızca taşınan kişinin menfaatinin bulunması,
-Taşıyanın maddi veya manevi kazanç elde etmemesi,
-Taşıyan ve taşınanın rızası bulunmasıdır.
Bu şartlardan birini veya birkaçını taşımayan bir taşıma hatır taşıması olarak nitelendirilemeyecektir.
Bu noktada tartışmalı hususlardan biri aile üyelerinin veya yakın akrabaların taşınması hususudur.
Aşağıda bu konuya ilişkin Yargıtay kararları eklenmiş olmakla birlikte özet olarak Yargıtay kararları aile bireylerinin ve yakın akrabaların taşınmasının hatır taşıması olmadığı yönündedir. Bu taşımalarda maddi veya manevi bir kazanç yok gibi görünse de taşıyanın hiçbir menfaat beklemeden, nezaketen yaptığı bir iyilikten bahsetmek mümkün olmayacaktır. Yargıtay, bu taşımaların ahlaki bir görevin ifası, aile bireylerinin birbirlerine karşı zımni bir yükümlülüğü olduğu kanaatindedir. İşbu sebeplerle eşin, aile bireylerinin veya akrabaların taşınması, hiçbir ücret alınmamış olsa dahi hatır taşıması sayılmayacaktır ve bu durumlarda hakkaniyet indirimi mümkün olmayacaktır.
Arkadaşların taşınması durumu ise aile ve akrabalardan farklı değerlendirilmektedir. Özellikle eğlenmek için bir araya gelen arkadaşların taşınması halinde maddi veya manevi menfaat olmadığı kabul edilmekte ve hatır taşıması kapsamında değerlendirilmektedir.
Bir diğer husus olarak; evde çalışan temizlikçinin/ustanın evinden alınması veya evine bırakılması; inşaatta çalışacak işçilerin inşaata veya tarlada çalışacak işçilerin tarlaya ulaşımının sağlanması gibi taşımalar her ne kadar ücretsiz de yapılsa, karşılığında maddi bir menfaat bulunduğu gerekçesiyle hatır taşıması kapsamında kabul edilmeyecektir. Yine aynı şekilde satışa çıkardığı aracı beğendirme amacıyla araçla trafiğe çıkılması halinde potansiyel menfaat durumu olup hatır taşıması söz konusu olmayacaktır.
Hatır İçin Taşımada Maddi ve Manevi Tazminat Davası
TBK m. 56 “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
Hükmü gereğince kaza sebebiyle yaralanan taşınanın veya kazanın ölümle sonuçlanması halinde taşınanın yakınlarının manevi tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Aynı zamanda deliller ve bilirkişi raporları ışığında belirlenen iş göremezlik tazminatı, destekten yoksun kalma tazminatı, kalıcı iş gücü kaybı tazminatının da talep edilmesi mümkündür.
Tazminat hukukunda kural, sorumluluğu bulunan kişinin tazminatın bütününden sorumlu olmasıdır. Bununla beraber TBK m.52 tazminatta indirim hallerini düzenlemektedir.
“Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.”
Hükmü gereğince maddede sayılan hallerin varlığı halinde tazminatta indirim yapılmasına karar verilebilecektir. Tazminatta indirim yapılıp yapılmayacağının takdirinin hakime ait olduğunu belirtmek gerekmektedir. Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de indirim yaptığı takdirde indirim oranını objektif ölçüler içinde takdir etmek zorundadır.
Bu başlık altında Hatır Taşımasında Sigorta Şirketinin Sorumluluğu hususunu da incelemek yerinde olacaktır.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda BK.’nın 43 ve 44 maddeleri uyarınca tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılması öngörülmektedir. Hatır taşıması indirimi, bizzat hatır için taşınan kişinin ölmesi veya yaralanmasına ilişkin zararlar hakkında uygulanır. Kanun koyucu, indirim imkânını hatır için taşıyan işleten ve sürücüye bahşetmiştir. İşleten yönünden hatır taşıması indirim imkanından doğal olarak onun halefi konumundaki diğer müteselsil sorumlu Sigorta Şirketi de yararlanacaktır.
Hatır taşımaları halinde sürücü ve işletenin sorumluluğunu teminat altına alan sigorta şirketi açısından sorumluluk devam etmektedir. Zira, hatır taşıması halinde sigorta şirketinin sorumluluğunun kalkacağına ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Yargıtay içtihatları hatır taşımalarının Zorunlu Trafik Sigortası kapsamında olduğu yönündedir. Destekten yoksun kalma veya iş göremezlik tazminatları araç sahibinden talep edilebileceği gibi sigorta şirketinden de talep edilebilecektir.
HATIR TAŞIMACILIĞI YASAL MI?
Hatır taşımacılığı yasal olup hukukumuzda yasa hükümleriyle düzenlenmiş ve güvence altına alınmıştır.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu (K.T.K.) Madde 87 – “Yaralanan veya ölen kişi, hatır için karşılıksız taşınmakta ise veya motorlu araç, yaralanan veya ölen kişiye hatır için karşılıksız verilmiş bulunuyorsa, işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu ve motorlu aracın maliki ile işleteni arasındaki ilişkide araca gelen zararlardan dolayı sorumluluk, genel hükümlere tabidir.
Zarar görenin beraberinde bulunan bagaj ve benzeri eşya dışında araçta taşınan eşyanın uğradığı zararlardan dolayı işletenin veya araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin sorumluluğu da genel hükümlere tabidir.”
Hatır Taşıması ve Müterafik Kusur İle İlgili Yargıtay Kararları
Müterafik kusur ortak/birlikte kusur anlamına gelmektedir. Müterafik kusur, zarar görenin, zararın ortaya çıkmasında veya zararın artmasında kusurunun bulunmasını ifade eder. Kısacası zarar gören zarara kusuruyla katılmış durumdadır.
Yargıtay kararlarında, birlikte içki içen veya sürücünün ileri derecede alkollü olduğunu bilmelerine karşın araca binen kişilerin “kusura katılımları” olduğu kabul edilmekte ve “kusura katılım oranında” tazminattan indirim yapıldığı görülmektedir.
Yargıtay içtihatlarında müterafik kusur indirimi genellikle %20 oranında yapılmaktadır.
YARGITAY KARARLARI
- TRAFİK KAZASINDA YOLCUNUN EMNİYET KEMERİ TAKMAMASININ OLUŞAN ZARARI ARTIRMASI SEBEBİYLE MÜTERAFİK KUSUR İNDİRİMİNE HÜKMEDİLMİŞTİR.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2022/1434 E. , 2023/8272 K.
“Somut olayda; davalıya sigortalı araçta yolcu konumunda bulunan davacının trafik kazası sonucu yaralandığı ve emniyet kemeri takmadığı hususu, kazaya ilişkin soruşturma evrakı içerisindeki ifade tutanakları ile sabittir. Zira kolluk ifade tutanaklarında kazaya tanık olan … Başer tarafından verilen beyanda, davacının yolcu olarak bulunduğu aracın takla attığı ve araç içinde sürücü hariç diğer yolcuların etrafa dağıldığı beyan edilmekle davacının araçtan fırladığı anlaşılmaktadır. Buna göre; davacının emniyet kemeri takmaması nedeniyle zararın artmasında katkısının bulunduğu gözetilerek TBK’nın 52 nci maddesi gereğince Dairemizin yerleşik uygulamasına göre %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davalının sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.”
- HATIR TAŞIMASINDAN SÖZ EDEBİLMEK İÇİN YARALANAN YA DA ÖLEN KARŞILIKSIZ TAŞINMIŞ OLMALIDIR.
ARKADAŞ TAŞIMA HATIR TAŞIMASI KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMİŞ VE %20 HATIR TAŞIMASI İNDİRİMİNE HÜKMEDİLMİŞTİR.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/5403 E. , 2021/8191 K.
“Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemin ilişkindir.
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51.maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Hakim tazminattan mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de Dairemizin uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir. Somut olayda, davalı vekilince davacının araçta hatır yolcusu olarak bulunduğu iddia edilmiştir.
Sigortalı araçta yolcu olduğu ve sürücü ile arkadaş olduğu sabit olan davacının sigortalı araçta taşınması için bir bedel ödediğinin, davacının taşıma karşılığında sürücü arkadaşına bir ücret ödemesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğu hususları dikkate alınarak, davalı sigorta şirketinin hatır taşıması savunmasına itibar edilmesi, 6098 sayılı TBK md. 51 gereği tazminattan makul oranda, hakkaniyete uygun (Dairemiz uygulamaları ile % 20) indirim yapılmak suretiyle, davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.”
- AKRABA TAŞIMA AHLAKİ GÖREVİN İFASI NİTELİĞİNDE OLUP HATIR TAŞIMASI OLARAK DEĞERLENDİRİLMEZ.
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/5484 E. , 2017/11326 K.
“Somut olayda davalı tarafça hatır taşıması savunmasında bulunulmuş, mahkemece hüküm gerekçesinde nedeni tartışılmadan %15 oranında hatır taşıması indirimi yapılmıştır. Soruşturma dosyasındaki hazırlık beyanlarına göre; davalıya zorunlu trafik sigortalı kamyonda yolcu olarak davacı, davacının teyzesi, teyzesinin eşi ve kızı bulunmakta olup; kaza davacının anneannesinin eşyaları kamyonda taşınırken meydana gelmiştir. Dosya kapsamına göre kamyonun kayıt maliki sürücünün annesi olup, sürücü kendisinin nakliye sahibi olup ayrıca davacının teyzesinin eşinin akrabası olduğunu beyan etmiştir. Bu hususlar göz önüne alındığında, ahlaki görevin ifası niteliğinde olan söz konusu taşımanın hatır taşıması olarak değerlendirilemeyeceği açıktır. Bu itibarla, ifade olunan hususlar dikkate alınarak, olayda hatır taşıması söz konusu olmadığından, 818 sayılı BK’nun 43. maddesi (6098 sayılı TBK’nin 51. md.) gereğince tazminattan hatır taşıması nedeniyle indirim yapılmaması gerekirken, hatalı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.”
- HATIR TAŞIMASI EŞ VE ÇOCUK: “YAKIN AİLE BİREYLERİNDE OLDUĞU GİBİ MADDİ VE MANEVİ MENFAATİN BULUNDUĞU AKRABALAR ARASINDAKİ ÜCRETSİZ TAŞIMA AHLAKİ BİR ÖDEV NİTELİĞİNDE OLDUĞUNDAN, BELİRLENEN TAZMİNAT MİKTARINDAN HATIR TAŞIMASI İNDİRİMİ YAPILAMAZ.”
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10712 E. , 2022/10574 K.
“Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davalı taraf, davacının, sigortalı araçta hatır için taşındığı savunmasında bulunarak, bu sebeple tazminattan indirim yapılmasını talep etmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti, davacının, aracı kullanan sürücünün oğlu olduğu ve yakın akrabalık ilişkisi bulunduğundan olayda hatır taşıması şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, tazminatlardan hatır indirimi yapmamış; İtiraz Hakem Heyetince davalı yanın bu itirazını; araç işleteninin tüzel kişi olduğu, hatır taşıması durumunun işleten konumundaki tüzel kişiye göre belirlenmesi gerektiği gerekçesiyle davalı yanın bu hususa yönelik itirazının kabulüne karar verilerek, hesaplanan tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak tazminata hükmedilmiştir.
Davalıya trafik sigortalı araç sürücüsü …’ın kazada yaralanıp malul kalan davacı …’in babası olduğu, sürücü ile davacının yakın akrabalık ilişkisi bulunduğu; kazanın 04.30 sıralarında, araç içindeki kişilerin yaşadıkları şehirden memleketlerine gittikleri esnada meydana geldiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaatin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz.”
- YARALANAN DAVACININ MOTOSİKLETE KASK, DİZLİK GİBİ KORUYUCU EKİPMAN OLMAKSIZIN BİNMESİ MÜTERAFİK KUSUR İNDİRİMİ YAPILMASI SEBEBİDİR.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/4212 E. , 2021/7509 K.
“Dava, trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Zararın meydana gelmesinde veya artmasında mağdurun da kusurunun bulunması hâlinde söz konusu olan müterafik kusur Borçlar Kanunu’nun 44. maddesinde (6098 sayılı TBK md. 52) düzenlenmiştir. Mağdurun kusurunun zararın meydana gelmesinde başlıca etken olması halinde zarar verenin sorumluluğunun kalkması söz konusu olabileceği gibi belirtilen kusura göre zarar ve ziyandan indirim yapılmasını da gerektirebilir.
Somut olayda her ne kadar itiraz hakem heyeti tarafından davacının kask takmaması hususu değerlendirilmiş ve müterafik kusur bulunmadığı gerekçesi ile indirim yapılmamış ise de, hükme esas alınan 05/01/2017 tarihli Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesinin Maluliyet Raporuna göre davacının % 11 kalıcı maluliyetinin olduğu, yaralanmasının sol bacakta patella kırığı olduğu rapor edilmiştir.
Bu durumda, davacının kazalı motosiklete koruyucu ekipman olan dizlik kullanmaksızın bindiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Müterafik kusur indiriminde, her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılması gerekmektedir. Buna göre hesaplanan tazminattan Dairemiz uygulamalarına göre 6098 sayılı TBK’nın 52. maddesi gereğince %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılması gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi de doğru görülmemiştir.”