Trafik kazalarında zamanaşımı, davanın seyrini değiştirebilecek önemli bir etkendir. Zamanaşımı sürelerinin doğru belirlenmesi hak kaybının yaşanmamasını sağlayacaktır. İşbu sebeple Trafik kazalarında zamanaşımı süreleri belirlenirken trafik kazasının türü, niteliği ve kaza tarihi değerlendirilmelidir. Bu değerlendirmeler ışığında doğru zamanaşımı süresi belirlenmeli ve zarar görenin hak kaybı yaşamaması için süresi içerisinde gerekli tüm hukuki süreçler etkin bir şekilde işletilmelidir.
İçindekiler
- 1 Trafik Kazalarında Zamanaşımı Süreleri
- 2 Ölümlü ve Yaralanmalı Trafik Kazalarında Zamanaşımı
- 3 Trafik Kazalarında Zamanaşımını Kesen Sebepler
- 4 Trafik Kazalarında Zamanaşımı Süresi Hangi Durumlarda Uzatılabilir?
- 5 Trafik Kazalarında Tazminat Zamanaşımı
- 6 Trafik Kazalarında Zamanaşımına İlişkin Yargıtay Kararları
Trafik Kazalarında Zamanaşımı Süreleri
Trafik kazalarında zamanaşımı süreleri Karayolları Trafik Kanunu 109. Maddesinde belirtilmiştir.
KTK m. 109 “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.”
Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere zamanaşımı süreleri trafik kazasının türüne göre değişmektedir. Şayet trafik kazası Türk Ceza Kanunu’na göre cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve bu ceza için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüşse bu zamanaşımı süresi uygulanacaktır. Bu sebeple trafik kazasında zamanaşımı süresini belirleyebilmek için öncelik trafik kazası türü olmalıdır.
Tavsiye Yazı: Kasko Değer Kaybı Öder Mi?
Ölümlü ve Yaralanmalı Trafik Kazalarında Zamanaşımı
Ölümlü ve yaralanmalı bir trafik kazasında zamanaşımı süresi belirlenirken Türk Ceza Kanunu bakımından öngörülen zamanaşımı süresi incelenmelidir. Türk Ceza Kanunu 66. Maddesine göre zamanaşımı süresi ise
-Bir veya birden fazla ölü varsa 15 yıl,
-Bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıldır.
İşbu zamanaşımı sürelerinin KTK m. 109. maddede belirtilen 2 yıllık zamanaşımı süresinden uzun olması sebebiyle uzamış zamanaşımı yani ceza zamanaşımı dikkate alınmalıdır.
Eğer kazada ölüm ve yaralanma birlikte gerçekleşmişse bu halde zamanaşımı süresi yine 15 yıldır. Burada ceza gerektiren bir fiilin varlığı ceza zamanaşımının uygulanması için yeterlidir.
Trafik Kazalarında Zamanaşımını Kesen Sebepler
Trafik kazasına bağlı tazminat taleplerinde sigorta kuruluşuna başvuru, zamanaşımı süresini durduran sebeplerden biridir. Bunun sebebi dava açmadan önce sigorta kuruluşuna başvurunun zorunlu bir şart olmasıdır. Zarar gören taraf, dava veya tahkim hakkını kullanabilmek için ilgili sigorta şirketine başvurmak zorundadır. Ayrıca sigorta şirketinden gelecek cevap için on beş günlük bekleme süresi bulunmaktadır. Beklenmesi gereken on beş günlük sürede, zarar görenin hak kaybı yaşamaması amacıyla zamanaşımı duracaktır. Bu sebeplerle sigorta şirketine başvurulması bir zorunluluk teşkil ettiğinden zarar gören tarafın dava açabilme süresi bu süre içerisinde işlemeyecektir, zamanaşımı duracaktır.
Zamanaşımını Kesen Diğer Başlıca Sebepleri sıralamak gerekirse;
-Dava Açılması: Tazminat davasının açılması, zamanaşımını keser.
–İcra Takibi: icra takibi başlatılması, zamanaşımını keser.
-Tespit Davası: Trafik kazasına bağlı açılan tespit davası, zamanaşımını keser.
–Borcun İkrarı: Borçlunun, borcunu ikrar etmesi zamanaşımını keser. İkrar, yazılı veya sözlü olabilir.
–Kısmi Ödeme: Borçlu tarafından yapılan kısmi ödemeler, zamanaşımını keser. Ödemenin nasıl yapıldığı ispat açısından önem teşkil eder. İspatlanabilir ödemeler zamanaşımını kesecektir.
–Temerrüde Düşürme: Alacaklının, borçluyu temerrüde düşürmesi, zamanaşımını keser.
–Mahkeme veya Sigorta Tahkim Komsiyonuna Başvurma: Trafik kazasına bağlı zararın tazmini için mahkemeye veya sigorta tahkim komisyonuna başvurulması zamanaşımını keser.
Diğer bir önemli husus ise kesilen zamanşımının sorumlular üzerindeki etkisidir. Karayolları Genel Şartlar C-8. Maddesi 3. Fıkrasında zamanaşımının uygulanması yönünden dayanışmalı sorumlular bakımından bir ayrım yapılmamıştır.
”Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır. ” şeklinde belirtilmiştir.
Karayolları Genel Şartlar C-8. Maddesi 4. Fıkrasında ise
“Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.” şeklinde belirtilmiştir.
Trafik Kazalarında Zamanaşımı Süresi Hangi Durumlarda Uzatılabilir?
Trafik kazalarında zamanaşımı süresinin uzadığı haller mevcuttur. İşbu durum KTK 109. Maddesinde belirtilmiştir. Trafik kazası, TCK kapsamında suç teşkil eden fiilden doğarsa ve bu ceza için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörülmüş ise bu süre uygulanacaktır. Buna göre,
Türk Ceza Kanunu 66. Maddesine göre zamanaşımı süresi
-Bir veya birden fazla ölü varsa 15 yıl,
-Bir veya birden fazla yaralı varsa 8 yıl olarak belirlenmiştir.
Trafik Kazalarında Tazminat Zamanaşımı
Trafik kazalarında uygulanacak olan zamanaşımı süreleri trafik kazasına bağlı açılacak tazminat davaları için de uygulanacaktır. Bu sebeple yukarıda anlatılan zamanaşımı süreleri trafik kazasına bağlı tazminat davaları için de dikkate alınmalıdır. Tekrar etmek gerekirse Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar.
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.
Trafik Kazalarında Zamanaşımına İlişkin Yargıtay Kararları
1-) TRAFİK KAZASINA BAĞLI TAZMİNAT DAVASINDA UZATILMIŞ CEZA ZAMANAŞIMININ UYGULANMASI HAKKINDA
- Hukuk Dairesi 2016/13124 E. , 2016/11972 K.
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 14/08/2007 tarihinde …’ın sevk ve idaresindeki …. plakalı araç ile tek taraflı yaptığı trafik kazası sonucunda müvekkilinin yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile işgöremezlikten dolayı 500 TL ve maluliyetten dolayı 500 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin dava konusu kazaya karışan …. plakalı aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalının kusuru limitinde 60.000,00 TL ile olduğunu, dava tarihi ile kaza tarihi arasında geçen süre bakımından davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olay incelenecek olursa; … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2007/404 soruşturma sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararına göre davaya konu trafik kazası 14/08/2007 tarihinde gerçekleşmiş, trafik kazası sonucunda sürücü … vefat etmiş ve araç içerisinde bulunan
mağdurlar … (davacı) ile …. yaralanmıştır. KTK’nın 109/II.maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Bir kişinin ölümü birden çok kişinin yaralanması ile sonuçlanan söz konusu trafik kazasının bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğinde olduğu açık olup kazada sürücünün vefat etmiş olması ceza zamanaşımının belirlenmesi açısından suç vasfının tayininde sonuca etkili değildir.
Ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip, tarafların delilleri toplanıp, sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, suçun vasfı “taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak” olarak yanlış nitelendirilip yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 27/12/2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
2-) TRAFİK KAZASINA BAĞLI MANEVİ TAZMİNAT DAVASINDA UZATILMIŞ ZAMANAŞIMININ UYGULANMASI HAKKINDA
- Hukuk Dairesi 2018/1691 E. , 2019/5589 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı … ve diğerleri vekili Avukat … tarafından, davalılar … ve … aleyhine 21/08/2014 ve 05/01/2015 günlerinde verilen dilekçeler ile trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen 28/04/2016 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle daha önceden belirlenen 26/11/2019 tarihli duruşma günü için yapılan tebligat üzerine duruşmalı temyiz eden davacılar vekili Avukat … geldi, karşı taraftan davalılar adlarına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava ve birleşen dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın ve birleşen davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davacılar vekili; müvekkillerinin desteğinin motosikletle seyir halindeyken davalılardan …’nun işleteni, diğer davalı …’in ise sürücüsü olduğu araç ile gerçekleşen trafik kazasında vefat ettiğini, ölümlü trafik kazası nedeniyle yapılan ceza yargılamasında davalı sürücünün mahkumiyetine karar verildiğini belirterek manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar vekili, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Olay tarihi olan 04/07/2007’de yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 60/1. ve 60/2. maddeleri uyarınca haksız fiilden kaynaklanan tazminat talepleri, zararın ve failin öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleşmesinden itibaren on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Ancak, haksız fiil aynı zamanda suç teşkil eden bir eylemden doğmuş ve Ceza Kanunu’nda daha uzun zamanaşımı süresi öngörülmüş ise haksız fiil sorumluluğunda da uzamış ceza zamanaşımı süreleri uygulanır.
237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85/1. maddesinde “Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, iki yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü; aynı Kanun’un “Dava Zamanaşımı” başlıklı 66/1-d. maddesinde “Beş yıldan fazla ve yirmi yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda dava zamanaşımı süresi on beş yıldır.”; hükmü yine aynı Kanun’un 66/4. maddesinde ise “Yukarıdaki fıkralarda yer alan sürelerin belirlenmesinde suçun kanunda yer alan cezasının yukarı sınırı göz önünde bulundurulur” düzenlemesi mevcuttur.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; davalının eyleminin olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 85/1. maddesinde düzenlenen taksirle ölüme sebebiyet verme suçunu oluşturduğu anlaşılmakta olup uygulanacak dava zamanaşımı süresi yukarıda anılan düzenlenmeler uyarınca on beş yıldır. Eldeki davalar 21/08/2014 ve 05/01/2015 tarihlerinde açıldığına göre, ceza kanununda düzenlenen dava zamanaşımı süresinin dolmadığı ve davaların süresinde açıldığı kabul edilmelidir.
Şu halde, açıklanan yönler gözetilerek, davalıların zamanaşımı savunmasının reddiyle işin esası incelenip varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan sebeplerle davacılar yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve davacılar yararına takdir olunan 2.037,00 TL duruşma avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesine, davacılardan peşin alınan harçların istek halinde geri verilmesine 26/11/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
3-)İLGİLİ SİGORTA ŞİRKETİNE BAŞVURUNUN ZAMANAŞIMINI KESMESİ HAKKINDA YARGITAY KARARI
- Hukuk Dairesi 2021/6940 E. , 2021/11270 K.
“İçtihat Metni”
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 27/06/2019 tarih 2019/İHK-7657 sayılı itirazın kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 07/09/2010 tarihinde davalı tarafından sigortalanan araç ile davacının sürücüsü olduğu motosikletin karıştığı çift taraflı trafik kazası sonucu davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL maluliyet tazminatının temerrüt tarihinden itibaren faiziyle beraber davalı … şirketinden tahsilini talep etmiş; ıslahla talebini 130.989,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.497,80 TL geçici iş göremezlik tazminatı olarak belirlemiştir.
Davalı vekili, başvurunun reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulüne, 130.989,09 TL sürekli iş göremezlik tazminatı, 1.497,80 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 132.486,89 TL maddi tazminatın 25.05.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş; Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı davalı vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyetince itirazın kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; bu karara karşı davacı vekilli tarafından temyiz yoluna başvurulmuştur.
Dava, trafik kazası sonucu oluştuğu iddia edilen bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin on üçüncü fıkrasına göre, sigorta kuruluşu ile uyuşmazlık çıkması halinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na gidilmeden önce sigorta kuruluşuna gerekli belgeler ile başvuru yapılması zorunludur. Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi uyarınca başvuru zorunluluğu zorunlu ve ihtiyarı mali mesuliyet trafik sigortaları bakımından da geçerlidir.
Mevcut düzenlemeler karşısında başvuranın sigorta kuruluşuna başvuru yapması dava şartı niteliğinde kabul edilmekte olup başvuru olmadan başvuranın alacağını mahkemede veya tahkimde talep hakkı bulunmamaktadır. Başka bir ifade ile hiç başvuru yapılmamış olması halinde tamamlanabilir dava şartı söz konusu değildir.
TBK 153/6. maddesinde zamanaşımının durma sebepleri arasında “alacağın Türk mahkemelerinde ileri sürülme imkanının bulunmaması” hali de durma nedeni olarak kabul edilmiştir.
Açıklanan ilkeler ışığında somut olay incelendiğinde; meydana gelen trafik kazası sonucu davacı sürücü yaralanmış olup, kaza tarihinde yürürlükte olan 5237 sayılı TCK’ya göre zamanaşımı süresi 8 yıldır. Davaya konu trafik kazası 07/09/2010 tarihinde meydana gelmiş, başvuran tarafından ihtarname yoluyla davalı … şirketine 11/05/2018 tarihinde başvurulmuş olup, sigorta şirketine başvurunun yapıldığı süre boyunca (başvurunun sigorta şirketince reddedildiğine dair kararın davacıya tebliğ edildiği tarih de dikkate alınmak suretiyle) zamanaşımının durduğu kabul edilmeli ve bu açıklamalar ışığında zamanaşımı hususunun yeniden değerlendirilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden zamanaşımının dolduğu gerekçesiyle başvurunun reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş; İtiraz Hakem Heyeti kararının bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 28/12/2021 gününde Başkan … ve Üye …’in karşı oyu ve oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
TBK’da zamanaşımını bozan sebepler gösterilmiştir. Bunların içinde somut olayda sözü edilen KTK’nın 97. maddesi uyarınca sigorta şirketine başvuru gösterilmemiştir. KTK 97. maddede sözü edilen zorunlu sigortaya başvuru yapılmasa dahi mahkemece tamamlanabilir bir dava şartı olduğundan (HMK 114-115) ilgilinin mahkemeye erişimine engel bir halin bulunmadığı da görülmektedir.
Açıklanan bu maddi ve hukuksal olgulara göre sayın çoğunluğun İtiraz Hakem Heyeti kararının gösterilen gerekçe ile bozulmasına katılmıyoruz.